Analist Max Avery'ye göre, Ripple'ın GTreasury'yi satın alması, şirketin 2025 boyunca sessizce inşa ettiği büyük finansal dönüşüm stratejisindeki en kritik adımlardan biri olarak görülüyor.
Avery, Ripple'ın hamlesini "geleneksel finans altyapısını ele geçirmedeki bir sonraki aşama" olarak tanımlıyor ve bunun sadece bir teknoloji satın alımından çok daha fazlası olduğunu belirtiyor. GTreasury, 13.000'den fazla bankayla entegre olan, Volvo ve Subway gibi küresel devler tarafından kullanılan, 160 ülkede faaliyet gösteren şirketlerin hazine operasyonlarını yöneten ve yıllık 12,5 trilyon dolar ödeme işleyen bir finans platformudur.
Ripple'ın bu ölçekte entegre, güvenilir ve düzenlemelere uygun bir sistemi bünyesine katması, kurumsal finans dünyasına doğrudan erişim anlamına geliyor.
Avery'nin vurguladığı temel sorun, çok uluslu şirketlerin nakit yönetiminde karşılaştığı verimsizliklerdir. Bir CFO'nun onlarca ülkedeki nakit akışını gerçek zamanlı olarak izlemesi imkansızdır; ABD'den Asya'ya bir havale üç ila beş gün sürebilir ve transfer ücretleri toplam tutarın yüzde 3 ila 7'sini yiyebilir. Ayrıca, para bu süreç boyunca bankalar arasında hareket eder, bu da takip etmeyi zorlaştırır.
Öte yandan blockchain, saniyeler içinde, düşük maliyetle ve 7/24 kullanılabilen bir altyapı sunar. Ancak, Fortune 500 şirketlerinden altyapılarını tamamen blockchain üzerine kurmalarını istemek gerçekçi olmadığından, Ripple'ın GTreasury'yi satın alması kritik bir boşluğu dolduruyor. GTreasury halihazırda küresel kuruluşların sistemlerine yerleştirilmiş durumda, bu da Ripple'a blockchain'i mevcut iş akışlarına risk olmadan entegre etme fırsatı veriyor.
Bu entegrasyon, geleneksel bankacılığı ortadan kaldırmayan, aksine seçeneklerini genişleten hibrit bir model oluşturuyor. GTreasury, SWIFT ve ACH gibi geleneksel ödeme ağlarına bağlanmaya devam edecek ve aynı zamanda Ripple'ın blockchain altyapısına erişim sağlayacak. Bu, şirketlerin rutin ödemeler için geleneksel sistemleri kullanmasına ve acil uluslararası transferleri blockchain üzerinden saniyeler içinde işlemesine olanak tanır. Aynı arayüz içinde birden fazla ödeme ağ geçidine sahip olmak, sorunsuz ve hızlı bir dönüşüme izin verecektir.
Avery, GTreasury satın alımının tek başına değerlendirildiğinde eksik kalacağını belirterek, Ripple'ın 2025 boyunca yaptığı diğer stratejik hamleleri vurguladı. Şirketin 250 milyon dolara satın aldığı Metaco, bankalar ve kurumlar için güvenli dijital varlık depolama altyapısı sağlıyor ve blockchain üzerinden büyük hacimli değer transferleri için bir ön koşul oluşturuyor.
1,25 milyar dolara satın alınan Hidden Road (şimdi Ripple Prime), şirkete yıllık 3 trilyon dolardan fazla döviz, kripto para, türevler ve sabit gelirli menkul kıymetleri işleyen büyük bir kurumsal ağın kontrolünü verdi. Şirketin stablecoini RLUSD, artık Ripple Prime içinde teminat olarak kullanılabilir ve kurumlara kaldıraç, likidite ve getiri sunabilir. Ağustos 2025'te 200 milyon dolara satın alınan Rail, belirli durumlarda bankacılığı aşan, yüksek frekanslı uluslararası stablecoin ödemeleri yapabilen bir altyapı sağlıyor.
Analiste göre, bu parçalar bir araya geldiğinde, Ripple'ın yeni finansal modelinin nasıl çalıştığı daha net hale geliyor. Örneğin, çok uluslu bir şirket GTreasury aracılığıyla Avrupa'daki bir yan kuruluşunda kullanılmayan 50 milyon dolar tespit ederse, bu parayı Rail aracılığıyla bir stablecoin'e dönüştürebilir ve dakikalar içinde taşıyabilir.
Geleneksel bankacılıkla karşılaştırıldığında, yüzde 60 ila 90 arasında maliyet tasarrufu sağlanabilir. Fonlar daha sonra Ripple Prime'daki getiri üreten ürünlere yatırılır ve Metaco'nun altyapısı sayesinde gerektiğinde anında çekilebilir. Bu sürecin tamamı tek bir arayüz üzerinden yürütülür ve hem geleneksel finans hem de dijital varlık altyapılarının birlikte çalışmasını sağlar.
Avery'ye göre, Ripple'ın stablecoini RLUSD'nin tamamen ABD doları ile desteklenmesi ve rezervlerinin BNY Mellon tarafından tutulması, büyük şirketler için önemli bir güvenlik unsuru oluşturuyor. Çok uluslu şirketler, döviz riskleri, karmaşık nakit akışları ve yüksek hacimli uluslararası transferleri nedeniyle böyle bir hibrit modele en çok ihtiyaç duyan kurumlar olarak öne çıkıyor. Paranın geleneksel sistemlerde "transit halinde kaldığı" veya "kilitlendiği" dönemler, şirketin altyapısı sayesinde neredeyse tamamen ortadan kalkıyor.
Max Avery, Ripple'ın artık bir blockchain girişimi olmadığını savunarak, şirketin sadece 2025 yılına kadar bu stratejiye 2,7 milyar dolardan fazla yatırım yaptığını belirtiyor. Analiste göre şirket, "büyük şirketlerin dünya çapında para yönetiminin merkezinde" olan bir finansal altyapı sağlayıcısına dönüşüyor.
*Bu yatırım tavsiyesi değildir.
Kaynak: https://en.bitcoinsistemi.com/there-may-be-a-hidden-meaning-behind-ripples-xrp-billion-dollar-purchases-heres-the-real-goal/


